KAŞ – KALKAN – Her ikisinin de denizi çok güzel, coğrafya harika, havası mükemmel, dalış yapmaya ideal koyları var, pansiyon ve motelleri çok hoş fakat çocukla gider miyim ben gitmem, neden çünkü kum plaj yok (varsa da ben görmedim), her taraf taşlık, iskelelerden denize giriliyor. Çok dik kayalıklara kurulmuş Kaş , oteller tepede denize inmek için merdivenlerle inmek gerekiyor. Çocukla hele hele pusetle çok zor olacağını tahmin ediyorum. Gezmek, görmek için harika yerler orası ayrı ama küçük çocukla tatil için çok uygun gelmiyor bana, biraz daha bekleyip belki çocuklar büyüyünce gitmek lazım.
KAPUTAŞ PLAJI- Kaş – Kalkan karayolu arasındaki bu cennet plajı gerekirse yolunuzu değiştirip gidin mutlaka görün. Çocuklu , çocuksuz farketmez herkesin mutlaka görmesi ve yüzmesi gerek. Vakti zamanında bu karayolu yapılırken işçiler bu harika plajdan halk denize girebilsin diye merdiven yapmışlar. Pusetle inmek zor olabilir ama indiğinize değecek. Plajda tesis yok, şezlong, şemsiye , su vs. yok. Şemsiyenizi ve yiyecek içeceklerinizi yanınızda götürmelisiniz. İnanılmaz berrak güzel bir suyu var fakat çok dalgalı, biz bile bu dalgalarla epey oynayıp eğlendik, çocuklar çok daha fazla zevk alacaktır. Bu karayolunda seyahat ederken plaja yaklaşınca otoyolun kenarında çok sayıda park etmiş araba göreceksiniz , plaja inmek planlarınız arasında yoksa bile mutlaka durun, zaman yaratın ve bu harika sularda yüzün.SARIGERME – Gökova körfezinde cennet gibi bir köşe. Milli park sayıldığından giriş ücretli, girerken cüzi bir ücret ödüyorsunuz ve sonrasında minik trenlerle plaja gidebiliyorsunuz. Milli park sayılan alan içinde Hilton Sarıgerme ve sanırım gene çok pahalı bir iki otel daha var. Buraya biz günü birlik denize girmeye gittik ve bu cenneti biz değil daha çok turistlerin kullandığını görüp üzüldüm. İçerideki oteller çok pahalı. Denizi çok güzel, sığ ve her taraf kum, git git derinleşmiyor. Milli park alanı dışında yukarılarda başka otel ve pansiyonlarda vardır mutlaka, araştırıp bir sene çocukla burada tatil yapmayı istiyorum. Çocukla gidilecek tatil beldeleri listesinde ilk 10a girer bence.
ANTALYA – Antalya çok geniş bir coğrafyaya hakim ve tüm kıyı şeridi kumsal, plaj, tatil yeri. Kemer, Belek, Side, Alanya gibi ilçelerinin çoğunda tatil yaptım. Sahil kesimini çok büyük bir alanının 5 yıldızlı otel ve dev tatil köyleri kaplamış durumda eğer bu tarz tatili severim diyorsanız çocukla gitmek için uygun. Tatil köylerinde genelde çocuklar da düşünülüyor. Akdeniz’in suyu bana göre çok sıcak bu nedenle burada deniz tatili yapmayı pek tercih etmiyorum. Denize girdiğimde serinlemeyi tercih edenlerdenim. Antalya yöresini gezmek bana daha cazip geliyor. Manavgat Şelalesi, Side Antik Kenti, Saklıkent, Yivli Minare, Antalya Müzesi gibi gezilip görülecek çok güzel yerleri var Antalya’nın. Antalya’ya gidip 1 hafta boyunca bir otele kapanmak en son tercih edeceğim tatil konseptlerinden birisi. Ama çocukla rahat edelim derseniz tesisler son derece uygun. World Of Wonders ve Voyage’larda kaldım, genel olarak başarılı oteller.
AĞVA - Ege’ye , Akdeniz’e gidecek kadar vaktiniz yok ve kısa bir tatil yapmak isterseniz, Ağva ideal. Çocuktan once çok sık giderdik, Poyraz’la da çok gittik ve çeşitli otellerinde kaldık. Plajı biraz kalabalık ve denizi zaman zaman dalgalı olabiliyor ama doğası harika. Nehrin kenarında oturup güzel vakit geçirebilir, deniz bisikleti yada kanoya binebilirsinz. Çocuklu tatil için hemen girişteki Büyük Çulluk Oteli (Grand Becassier) çok ideal çünkü çok geniş bir yeşil Alana sahip, bebeyi salıyorsunuz koşturup duruyor, havuzu var, odanın önünde yeşil alan var uyuyunca kapının önünde oturma imkanı oluyor. Göksu nehrinde gezinti yapmak da çocuklar için denize girmek kadar eğlenceli bir aktivite olacaktır.
Genelde Ege ve Akdenizi yazdım, kuzey egede de çok güzel tatil yerleri var. Örneğin Akçay, Ören, Altınoluk gibi ama buralarda hiç bulunmadım ve buralar bana genelde yazlık yerlerini anımsatıyor.
E-Posta Adresiniz:
XHTML: Bu etiketleri kullanabilirsiniz:
Pozitif Psikolojiyi Polyannacılıktan ayırt edebilir miyiz?
Ebeveynleri etkileyen tüm popüler yaklaşımları irdelediğim “Anneliğin Ötesinde” kitabında, olumlu düşünmenin nasıl olumsuz sonuç verebildiğine dair Amerika’dan bir örnek sunmuştum (bkz. “Yeniçağ Çocukları” bölümü). O gün bu gündür aklımda şu soruyla geziyorum: Pozitivizmi, saf ve kör bir Polyannacılıktan nasıl ayırt edebiliriz? Pozitif Psikoloji, temelde insanlardaki olumlu kişilik özelliklerini keşfedip problem çözümünde bu özellikleri kullandırmayı hedefliyor….
Music Together: Sanata duyarlı kaliteli zaman
Sanattan anlamak: İşte çocuklarımıza miras bırakmamız gereken, insanı insan yapan bir özellik. İyi müzik ile kötü müzik arasındaki fark, sadece bir zevk meselesi değil: İşin içinde hem teknik beceri, hem bilgi birikimi, hem kültür, hem de duyguların anlatımı var. Ne yazık ki etrafımızda bu güzellikleri yeterince göremeyen, bu yüzden de ses kirliliği üreten insanlar da…
Bu yıl da onu okul servisine verecek misiniz?
Hadi hayırlı olsun, yeni eğitim yılı başlamak üzere… Hemen hepimiz çocuklarımızı okul servislerine yazdırdık. Başka bir ihtimal aklımızın ucundan bile geçmedi. Ne yani, toplu taşıma aracına mı binsin? Bunun yazı var, kışı var… “Garibanlar” zaten okulda çok yoruluyorlar. Hem dışarısı tehlikelerle dolu. Olmaz tabii! Uzman psikolog Yasemin Meriç’le “yoğun ebeveynlik” hakkında konuşuyorduk (konuşmalarımızı “Anneliğin Ötesinde”…
Anne, baba, çocuk. Kırmızı, sarı, mavi. Uzunluk, yükseklik, genişlik. Tez, antitez sentez. Katı, sıvı, gaz. Allah, Muhammed, Ali. Baba, Oğul, Kutsal Ruh. Brahma, Vişnu, Siva… Gizemli sayı şu 3! Doğum, uyku, emzirme, beslenme, iletişim, eğitim gibi hayatımızı etkileyen temel konular üzerine yeni bir şey öğrendiğim her gün kendi kendime şöyle diyorum: “Ne yedisi? Üç çok geç,…
Hediyeli yazı: Rüya Atölyesi’nde herşey gerçek oluyor
Emel Bayraklı kimdir? 1981 Sürmene doğumluyum. 10 yaşına kadar babaannesi tarafından büyütülmüş, ortaokula gitmek için İstanbul’a gelip asıl ailesiyle yaşamaya başlamış bir çocuktum. Ben hayal gücümün zenginliğini biraz da ailemden uzak ve aslında üç kardeşim olmasına rağmen tek çocuk olarak büyümüş olmama bağlarım. Kendi oyunumu kurup, kendi oyuncağımı yaptığım zamanlar geçirdim tek başıma. Halkla ilişkiler…
Fide Göktaş ile Doğuma ve Bebeğe Hazırlık Eğitimi hediye!
Sevgili AA okurları, bu hafta sonu Anneler Günü ve bu hafta Ebeler Haftası olarak kutlanıyor. Düşündük ki; Anneliğe yolculuk hamile kalmakla başlıyor ama asıl başlangıç ‘doğum’ la birlikte veriliyor. Bu sebeple bu hafta için sizlere ÇOMÜ- Öğretim görevlisi Ebe Fide Göktaş tarafından ‘Doğuma ve Bebeğe Hazırlık Eğitimi’ hediye etmek istedik. Fide GÖKTAŞ’ı anlatmak için…
E-Posta Adresiniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder