Bugün İstanbul’da beşincisi yapılan ve TÜRSAB’ın organize ettiği Hac ve Umre fuarındaydım. Adı Hac ve Umre fuarı olan fuara konuyla iştigal eden yüzlerce acenta görebilmeyi, onlarla sohbet edebilmeyi, tanımadıklarımla tanışabilmeyi umut ederek gitmiştim. Fakat sadece 10-15 acentayı görünce hüsrana uğradım ve TÜRSAB’ın bu kadar başarısız bir fuar yapmasına üzüldüm.
Başta TÜRSAB başkanı, Çetin Gürcün, Nebil Çelebi ve Davut Günaydın olmak üzere TÜRSAB tam kadro oradaydı. TÜRSAB başkanının “Hac ve Umre Fuarına özel giydiği “nabızlara şerbet” yeşil takımı harikaydı. Gözümüzden kaçmadı. Biz de ekip olarak oradaydık. Mevcut yönetimin YK üyesi Davut Günaydın beyin bizleri sıcak karşılaması neticesinde aldığımız sosyal mesaj “Seçim bitti” şeklinde oldu. Karşılamanın ardından Nebil Çelebi bey bizi kendi standına çay içmeye davet etti. Hep birlikte Atlasjet standına gittik. Neden bizi Atlasjetin standına getirdin dediğimizde, bize ETS Tur ve Atlasjet’in sahibi Murat Ersoy ile birlikte “Birlik Havayolları”nı kurduğunu, bu havayolunun ortağı olduğunu ve o nedenle standın Atlasjet olduğunu belirtti. Zira havayolu şirketi kurmak biz turizmcilere pek az nasib olan bir şeydir. Sayın bakalım kaç havayolu var? Thy, Atlasjet, Onur, Pegasus, Sun Express, Anadolujet, 7, 8… İlk akla gelenler bir elin parmakları kadardır. Kendisini bu başarısından dolayı tebrik ediyorum.
Sürdürülebilir Turizmi bilmiyor olabilirsiniz. Bilmemek ayıp değil, “biz üyeleri davet ettik” lafının arkasına dolanmadan TÜRSAB olarak yetkin insanları göreve çağırın, gerekirse de ben gelip komiteyi TÜRSAB’a kazandırırım. Camiamıza, meslektaşlarıma hizmet etmekten her zaman gurur duyarım.
TÜRSAB komitelerinde canımı sıkan ve TÜRSAB’ın ayıbı olarak gördüğüm bu meseleyi orada hazır bulunan bir Yönetim Kurulu Üyesine söylemek istedim. Söyledim ve pişman oldum.
Zira Sürdürülebilir Turizm ile Doğa, macera turları komitesini ayırmaları gerektiğini, sürdürülebilir turizmin ve dahi komitesinin çok daha büyük kapsamı olduğunu, hatta bunun TÜRSAB politikası olması gerektiğini bir öneri olarak paylaştım. Kürsüde çıkıp “bize öneri getirin” diyen TÜRSAB başkanının yönetim kurulu üyesinin, getirdiğim öneriye cevabı “siz biliyormusunuz bu iş ne kadar zor, adam toplayamadık, sürdürülebilir turizm ile doğa macera komitesini birleştirdik” oldu. Üstelik kültür turları komitesinde çalıştığım tarihi kastederek “Sen komitede çalıştığın tarihi bilmiyorsun benden tarih soruyorsun” diye de beni bir güzel de azarlamayı ihmal etmedi. Şaşırmadım fakat çok üzüldüm. Şaşırmadım çünkü 14 yıldır üyesine hizmet etmek yerine “ÜYESİNİ AZARLAYAN” bir anlayıştan, bir üye olarak getirdiğim öneriyi ciddiye alacaklarını beklemek ne büyük hataydı. Üzüldüm çünkü, hala acentalarına hizmet etmeyi kendilerine zul gördüklerini ve üyelerinin önerilerini hiçe saydıklarını bir kez daha gözlerimle gördüm. Durumun vehametini fark eden ve yönetim kurulu üyesinin verdiği anlamsız tepkiyi gören Davut bey koluma girip bütün iyi niyetiyle “hadi Vedat bey biz çay içelim” diyerek durumu kurtarmaya çalışsa da mesele çok net görülmüş ve bu anlayış istemeden de olsa bir kez daha eteğe dökülmüştü.
Eyvallah, ben meslektaşlarımın menfaati için “AZARLANMAYA”da razıyım. Herkes bilsin ki acentacı dostlarım ve camiamız için ben her daim göğsümü siper etmeye hazır olacağım. Çıktığım bu yolda yanımızda yürüyen 900 e yakın acentanın ve bize oy vermeyen diğer tüm acentaların da hakkını yerde koymayacağım. Üyesinin önerisine onu azarlayarak cevap veren TÜRSAB’ı bu tarih sayfaları unutmayacaktır.
You must be Giriş yaptınız to post a comment.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder